Uzun süredir bir şeyler yazmadığımın farkındayım. Biraz tatilin rehaveti biraz bilgisayardan uzak olmak biraz da kafamızın karışıklığı (bir tayin meselemiz var da). Kurban Bayramını ve devamında 4 haftayı Konya’da, memleketimde geçirdim. Her bisikletçi gibi bu kadar uzun süren bir tatilde bisikletsiz kalamayacağım için pegasus hava yollarından aldığım uçak biletine bir de bisikleti ilave ettirdim. Önce bu zorlayıcı süreci anlatalım.
Efendim internetten aldığınız bilete yanında götüreceğiniz spor aletleri kısmında bisiklet seçeneği olmadığı için bisikleti ekletemiyorsunuz. Snowbord var, golf var ama bisiklet yok. Malum Türk halkı çılgınlar gibi golf oynar kayak yapar (!) İnternette bu seçenek olmadığı için hemen pegasus hava yolları şirketinin müşteri hizmetlerini aradım. 40 tl ekstra ücretle götürebileceklerini ama bileti aldıktan sonra gene müşteri hizmetlerini aramam gerektiğini söylediler. Bilgiyi tekrar sorarak teyit ettikten sonra, biletimizi aldık ve ücretli olan müşteri hizmetlerini arayıp bisikleti biletimize ilave ettirdik. Telefon görüşmesi esnasında parayı da kredi kartı marifetiyle ödedik. Sorun çözüldü. (Ben öyle sanıyorum en azından. Masumluk işte) Bisikletçide bisikleti güzelce koliledik, parçalarına ayırdık. İnternette daha önce havayolu şirketlerinin ne kadar duyarsız davrandıklarına dair bilgiler görmüştüm. Bu yüzden Efor bisiklet yetkilisi Şenol KIZILAY ile orijinal bisiklet kolisine ve gerekli önlemleri alarak koyduk.
. Ertesi sabah hava alanına erkenden gittik ki yükleme işlemlerinde falan bir aksilikle karşılaşmayalım. Pegasus gişesinde sıramız gelince valizlerimizi teslim ettik ama o da ne. Adamlar bisikleti bilette göremiyorlar. Durumu izah ettik tamam denildi. Sonra bisiklet kolisine barkod yapıştırmak için epey uğraştı görevli. Sisteminde bisiklet yok, barkod basamıyor. Birkaç yetkiliyi aradı. Çözüm bulmaya çalıştı falan ama nafile. Bana sisteme kayıtlı olan spor malzemelerini okuyor. En son çözüm olarak boş bir barkod bastı ve üzerine elle "bisiklet" yazdı. Bunun sorun olup olmayacağını sorduğumuzda ürünü taşıyıcılara kendimin elden teslim edeceğimi ve herhangi bir problemle karşılaşmayacağımı söyledi. Biz de buna inanıp yer hizmeti veren taşıyıcıların yanına gidip kontrollü bir şekilde bisikletimizi emanet ettik ve personele özenli davranmaları yönünde ricada bulunduk. Gereken hassasiyeti göstereceklerinin sözlü teminatı verdi sağ olsun görevli arkadaşlar. Sağlıklı ve güzel bir uçuş yaptıktan sonra Konya hava alanına uçağımız indi. İkinci maceramız burada başlıyor. Uçak boşaltılırken uçaktan inen bisikletimi gördüm ve personele içeri girmeden buradan eşyamı alabileceğimi söyledimse de personel mümkün olmadığını söyledi bana. Ben de koliyi dik tutun en azından bakın içinde kıymetli bir bisiklet var dedim. Adam gülerek “sorun olmaz abe” dedi. Aslında bu konuşma tarzından bunlardan bir b.k olmayacağını anlamam lazımdı ama neyse girdik yolcu alanına valizler dönüyor bantta. İçerideki görevlilere spor malzemelerinin nereden teslim edileceğini sordum ısrarla kapıyı gösterip oradan manuel verileceğini banda konmayacağını söylediler. Epey bir bekledik kapıda, gelen giden yok. Birkaç kez daha sormama rağmen ısrarla kapıda beklememi söylediler. Yarım saate yakın zaman geçmişti ki bandın artık dönmediğini fark ettim ve bandın ucunda benim bisiklet kolisi yatıyor. Yok ya o değildir diye içimden geçirerek koliye yaklaştım ki evet benim kolim. Sinirlerim tepeme sıçradı. Orada durumu fotoğraflamayı unuttum sinirimden. Neyse efendim kolimizi alıp misafir olacağımız evin yolunu tuttuk. Kahvaltı dinlenme derken heyecanla bisikletimin montajını yapmak için koliyi açtım ve koca koca çizikler gözüme çarptı birden. Önce delindiğini zannettim. Malum karbon bisiklet delinebilir, kesilebilir… Neyse ki sorun sadece yüzeyselmiş ama geniş çizikler.
Özetle siz bisikletinizin daha iyi taşınacağını düşünerek kolinizi teslim ediyorsunuz, bagaj hakkınız olmasına rağmen bagaj hakkınıza bisikletiniz yansımıyor ve ek ücret ödüyorsunuz. Bu ödemenin gerekçesi olarak da “İtinayla ve manuel taşınacağını” söylüyorlar ama durum öyle değil. Koliniz diğer bagajlarla birlikte araçla taşınıyor ve gene taşıma bandına atılıveriyor. O an fotoğraflamadığım için pişman oldum ve iş işten geçmişti. İstanbul’a geri dönüş yapacağımızda tekrar bu adamlara güvenemeyeceğim için http://www.sporcupazari.com isimli sitenin kurucu ve ortağı Abdulahmit Bey den yardım talep ettim. Sağolsun ofislerinde birlikte güzelce tekrar kolileyip, gerekli önlemleri bu sefer kat ve kat artırarak aldık. Onların sürekli e ticaret yoluyla bisiklet göndermelerine güvendiğim için kargo şirketi ile görüşmeyi de o yaptı ve bisikletimi yurtiçi kargoyla postaladı. Bisikletim iki gün içinde elime ulaştı ve almaya gittiğimde zarar gelmemesi için dik bir vaziyette beklettiklerini gördüm. Yurtiçi kargo personeli içinde kırılacak ürün var diye gereken hassasiyeti göstermişler.
Evet, bisiketinizi gideceğiniz yere götüreceğinizde sizler de bu sorunlarla karşılaşacaksınız, canınız sıkılacak ama tatilinizde iki tekerinizden ayrılmadığınız için çok mutlu olacaksınız. Konya deneyimleri ve Konya’da yaptığımız turlar hakkında yazılar ve fotoğrafları önümüzdeki günlerde ekleyeceğim. Sağlıcakla bol pedallı günler dilerim.
Yorumlar
Yorum Gönder
Zaman ayırıp yorum yaptığınız için teşekkürler.